Şanlıurfa’nın doğasında bulunan bildiğimiz ve bilmediğimiz çok sayıda canlı yaşamaktadır, Şanlıurfa doğasını keşfetmek için uzunca bir seyahate ihtiyacınız olsa da kısa tanıtım ile şanlıurfa doğa turizmi. Tabikide Şanlıurfayı keşfedebilmek için 2 satır yazı veya 2 günlük bir tatil gezisi yetmeye bilir, Keşfedilmeyi bekleyen anlaşılmayı bekleyen okadar çok noktası varki teker teker anlatmaya kalkışılırsa epeyce bir zaman ve epeyce bir yazı yamak ve fotoğraflamak gerekir bunlardan bi tanesi Şanlıurfa’nın doğa turizmi, Şanlıurfa doğasında neler var, Hangi canlılar yaşar ayrıntıları ile birlikte.
ŞANLIURFA FAUNASI
Şanlıurfa, sahip olduğu tarihi ve turistik değerler dışında doğal yapısıyla da önemli bir ilimizdir. Kayalık bölgeleri, çöl ve yarı çöl özelliği gösteren alanları ile birçok endemik hayvana ev sahipliği yapan Şanlıurfa, bu özelliği ile doğa turizmi için bakir alanlar sunmaktadır.
MEMELİLER VE SÜRÜNGENLER
Ceylan (Gazella subgotturosa) : 1940–1960 yıllarında Ceylanpınar’da ve Suruç-Cizre arasındaki topraklarda 500’lük, 1000 başlık sürüler halinde dolaştıkları çok görülmüştür. Erkekleri dişilerini koruma özelliğindedir. Gebelik süreleri 5-6 aydır. 1 yavru doğurur. Ana ile yavru 1 yıl beraber yaşarlar. Ot, yonca ve besi yemleri ile beslenirler. Yıllar içinde bilinçsiz avlanma ve yavruların toplanması sonucu ceylanların nesli tükenecek hale gelmiştir. 1970’li yıllarda koruma çalışmalarına başlanmış ve Ceylanpınar Tarım İşletmesi bünyesinde 26 hektarlık bir alan çitle çevrilerek koruma sahası oluşturulmuştur. Ceylanlar bugün Şanlıurfa’nın dağlık ve bozkır olan bölgelerinde özgürce yaşamaya devam etmektedir.
CEYLAN (Gazella subgotturosa)
Çizgili Sırtlan (Hyacna Hyacna): Çizgili sırtlanın bir zamanlar Güney Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın olarak yaşadığı bilinmektedir. Çizgili sırtlan; bozkırlarda, yarı çöl alanlarında, kayalıklı alanlarda yaşamaktadır. Çizgili sırtlanın rengi kirli açık sarıdır. Üzerinde siyaha yakın koyu renkli 6–10 cm eninde şeritler vardır. Ensesinden beline kadar sert ve dik kıllardan oluşan bir yelesi bulunur. Ön bacakları arka bacaklarına göre daha uzundur. Temel besinleri hayvan ölüleridir (leşler). Şanlıurfa il sınırlarındaki kayalıklı alanlarda yaşamaya devam etmektedir. Geceleri beslendiği için aktif, gündüzleri ise pasiftir.
ÇİZGİLİ SIRTLAN
Fırat Kaplumbağası (Rafetus euphraticus): Fırat ve Dicle nehrinde görülen endemik bir canlıdır. Boyu 1 metreyi geçmez. Sırt bölgesinin rengi koyu yeşilden açık kahverengiye kadar değişir. Genç bireylerde vücut açık üzerlerinde ardışık siyah ve beyaz lekeler bulunur. Başlarının uç kısmında küçük, yumuşak bir hortum bulunur. Bu hortum sayesinde nefes alırlar. Su altında çok uzun süre kalabilirler. Bu yüzden Fırat Kaplumbağalarını görmek çok zordur. Diğer türlere göre oldukça daha hızlı hareket ederler. Boyunlarını hızla dışarı çıkartarak avlarını yakalayabilirler. Genellikle çamurlu göl ve nehirleri yaşam alanı olarak seçerler ve zamanlarının çoğunu dipte çamurun içinde geçirirler. Genel olarak sucul hayvanları yerler. Bazen bitkileri de yedikleri olur. Fırat nehrinin etrafındaki alanlar ve kıyıya yakın adalar Fırat Kaplumbağası için önemli bir yaşam alanı olmuştur.
FIRAT KAPLUMBAĞASI
Çöl Varanı ( Varanus griseus): En belirgin özellikleri; dillerinin uzun, ince ve uçlarının çatallı olması. Normal bir kertenkeleye göre çok iri olmasından dolayı “dev kertenkele’’ de denir. Sırt bölgesinin rengi genel olarak sarımsı kahverengi ya da grimsi olur. Sırtta koyu kahverengi ya da siyah, enine şeritler bulunur. Çöl ve yarı çöl alanlarda yayılış gösteren canlılardır. Gündüzleri aktif, geceleri ise pasiftir. Genel olarak diğer küçük kertenkeleler, kemiriciler, avlayabildikleri kuşlar ve sürüngen yumurtalarıyla beslenirler. Kannibalizm (yamyamlık) görülür. Toprağı kazabilmeleri, ağaçlara tırmanabilmeleri gibi özellikleri de var. Dişiler bir defada 10–12 kadar yumurta bırakabilirler. Boyları 100 cm (en fazla 130 cm) kadar olabilir. Çöl varanı Şanlıurfa bozkırlarında yaşamını devam ettirmektedir.
ÇÖL VARANI
Bozkır Keleri ( Trapelus ruderatus): Vücut boyu 15-18 cm arasında değişir. Sırt kısmı yuvarlak ve toprak rengine yakındır. Az bitkili çöl veya çölümsü arazilerde yaşar. Besinleri böcek veya örümcek türleri oluşturur. Ülkemizde Güneydoğu bölgesinde bulunur. Bölgemizde ise doğal yapısını bozmamış alanlarda yaşamaya devam etmektedir.
BOZKIR KELERİ
Şanlıurfa’da Bulunan Kuş Türleri
Kelaynak ( Geronticus eremita) : Nesli tehlike altında olan çok önemli bir kuş türüdür. Dünyada sadece koloni halinde Türkiye ve Fas’ta yaşamaktadır. Erişkinin başı tüysüz, gaga ve bacakları kırmızı, yaka tüyleri sivri, uzun ve siyahtır. Kelaynaklar Birecik’te Fırat nehri kıyısında kaya ve oyuklara yuva yaparlardı; ancak 1950’ler de sayıları tarım ilaçlarının kullanımından dolayı yok denecek kadar azaldı. 2002 yılında kelaynak kuşları Kelaynak üretme istasyonunda Milli Parkların ve Doğa Derneği’nin çalışmalarıyla sayıları arttırıldı ve halen çalışmalarına devam etmektedirler. Kelaynaklar şehrin üzerinde yarı evcil olarak uçmaktadırlar. Ayrıca Kelaynak kuşları Birecik halkı için bolluk ve bereketin sembolü olarak benimsenmiştir.
Kelaynak
Sürmeli Kızkuşu (Chettusia gregarius) : Ülkemizin güneydoğu ve doğu bölgelerini yılda iki kere kullanarak, kışladığı Afrika ülkeleri ile ürediği Kazakistan arasında göç eder. Ne yazık ki yaklaşık 11.200 birey ile sürmeli kızkuşlarının nesli küresel ölçekte yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Şanlıurfa ilimizde Ceylanpınar ve Akçakale Bozkırlarında görülmektedir.
Sürmeli Kızkuşu
Çizgili İshak Kuşu (Otus brucei): Tüm Avrupa’da en rahat görülebileceği yerlerden biri Şanlıurfa’dır. Çizgili İshak kuşu, gündüzleri pasif geceleri ise aktif bir şekilde avlanan bir baykuş türüdür. Birecik ilçesinde en belirgin yaşam alanı 1. derecede sit alanı olarak koruma altında olan Fırat Kavaklarının bulunduğu söğütlük parkıdır. Söğütlük parkını seçmelerindeki muhtemel neden ağaçların yaşlı olması ve şehir aydınlatma sistemlerinden kaynaklanan böcek ve kertenkele yoğunluğunun olmasıdır.
Çizgili İshak Kuşu (Otus brucei)
Çölkoşarı : (Cursorius cursor ) : Çölkoşarının tüm Avrupa’da çok az görüldüğü ve ürediği ender alanlardan biri Şanlıurfa bozkırlarıdır. İlkbaharın gelişiyle Çölkoşarları, Şanlıurfa bozkırlarına gelmekte ve yaz sonuna kadar bozkırlarda beslenerek üremelerini gerçekleştirip yaz sonunda yeni bireylerle beraber tekrar göç etmektedirler. Çölkoşarı isminden de anlaşılacağı gibi yarı çöl ortamında yaşamakta ve uçmak yerine tehlikeli durumlarda koşmayı tercih etmektedir. Ülkemizde sadece Şanlıurfa sınırları içerisinde görüldüğünden kuş gözlem turizmi için büyük önem arz etmektedir.
ÇÖLKOŞARI
ŞANLIURFA FLORASI
Türkiye’de, tarih ve kültür turizmi dışında öne çıkan turizm kollarından biri de doğa turizmidir. Şanlıurfa taşıdığı tarihi ve turistik değerler dışında zengin bitki örtüsü ve özellikle endemik bitkileriyle de bu konuda öne çıkmaktadır. Bu çalışmada Şanlıurfa’nın ev sahipliği yaptığı endemik bitkilerden bazılarına yer verilmiştir.
Urfa Peygamber Çiçeği
Centaurea obtusifolia (Boiss. & Hausskn.) Wagenitz
Yöresel adı Urfa Peygamber çiçeği olan bitki mayıs ayında çiçeklenir. Dünyada yalnızca Şanlıurfa’da yetişen peygamber çiçeği türlerinden biridir. İlk kez 1865 yıllarında Alman botanikçi Heinrch Karl Haussknecht tarafından Şanlıurfa’da, Tektek dağlarında toplanmış ve 2005 yılında Harran Üniversitesi Öğretim üyesi Prof Dr. Hasan Akan ve ekibince yeniden keşfedilmiştir.
Durumu: Endemik
Karacadağ Çiğdemi
Crocus leichtlinii (D.Dewar) Bowles
Yöresel adı Karacadağ çiğdemi(Mardin çiğdemi) olan bitki mart-nisan aylarında çiçeklenir. Dünyada yalnızca Türkiye’nin güneydoğusunda yetişen yabani bir çiğdem türüdür. Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Elazığ’da yayılış gösterir. İlk kez 1924 yılında toplanmış ve bilim dünyasına tanıtılmıştır.
Durumu: Endemik
Mezopotamya Sümbülü
Scilla mesopotamica Speta
Yöresel adı Mezopotamya sümbülü (hoş sümbül) olan bitki mart ayında çiçeklenir. Dünyada sadece Şanlıurfa’da yetişen endemik bir bitkidir. Mezopotamya sümbülü, ilk kez 1888 yılında Alman eczacı ve bitki toplayıcısı Paul Sintenis tarafından Halfeti’de toplanmış ancak, 1977 yılında Speta tarafından bilim dünyasına tanıtılmıştır. Birbirine yakın iki bölgede tespit edilen ancak, 117 yıl boyunca kayıp olan bu bitki ikinci defa 2005 yıllarında Prof Dr. Hasan Akan ve ekibince yeniden keşfedilmiştir.
Durumu: Endemik
Kırmızı Kantaron
Hypericum capitatum Choisy var. capitatum
Yöresel adı Kırmızı kantaron (Bantof) olan bitki nisan-mayıs aylarında çiçeklenmektedir. Dünyada sadece Türkiye’nin güneydoğusunda Şanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır’da yayılış göstermektedir. Ülkemizdeki tüm kantaronlar sarı renkli olmasına rağmen bölgemizde yetişen bu tür, kırmızı renktedir.
Durumu: Endemik
Boysuz Hatmi
Alcea acaulis (Cav) Alef
Yöresel adı Boysuz hatmi (Hiro) olan bitki, mayıs ayında çiçeklenmektedir. Dünyada Filistin, Mısır, ve Suriye’de; ülkemizde ise Gaziantep ve Şanlıurfa’da yayılış göstermektedir.
Durumu: Endemik değil
Baş kızan
Cousinia birecikensis Hub-Mor
Yöresel adı Baş kızan (Kulindor) olan bitki, papatyagillerin dikenli türlerinden biri olup, haziran ayında çiçeklenir. Dünyada yanlızca Şanlıurfa’da doğal yayılış göstermektedir. Bitki bilimsel adını Birecik ilçemizden almaktadır.
Durumu: Endemik
Sarı Peygamber çiçeği
Centaurea stapfiana (Hand-Mazz) Wagenitz
Yöresel adı Sarı Peygamber çiçeği olan bitki haziran-temmuz aylarında çiçeklenmektedir. Doğu ve güneydoğunun en önemli bozkır bitkilerinden biridir. Önemli bir süs bitkisi özelliğini de taşımaktadır.
Dünyada yalnızca ülkemizde Şanlıurfa, Diyarbakır ve Malatya’da yayılış göstermektedir.
Durumu: Endemik
Geven
Astragalus vexillaris Boiss
Yöresel adı Dikensiz geven olan bitkinin çiçeklenme zamanı mayıs-haziran aylarıdır. Genellikle nadaslı topraklarada yetişmektedir. Erozyonu önleyen önemli bitkilerdendir.
Dünyada sadece Gaziantep, Mardin, Elazığ, Gümüşhane, Muş, Şanlıurfa illerinde doğal yayılış göstermektedir.
Durumu: Endemik
Beyaz Peygamber çiçeği
Centaurea sclerolepis Boiss
Yöresel adı Beyaz Peygamber çiçeği olan bitki temmuz ayında çiçeklenmektedir. Papatyagil familyasının çok gösterişli bitkilerindendir. Süs bitkisi olarak da önemli bir değer taşır.
Dünyada sadece ülkemizde yetişir. Şanlıurfa, Batman, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te doğal yayılış gösterir.
Durumu: Endemik
Suruç geveni
Astragalus surugensis Boiss et Hausskn.
Yöresel adı Suruç geveni olan bitki, baklagillerin bozkırlardaki önemli bir bitkisi olup genellikle mayıs ayında çiçeklenir. Erozyonu önleyen önemli bitkilerdendir. Tüm dünyada sadece Türkiye’de, ülkemizde ise sadece Şanlıurfa’da yayılış göstermektedir. Bilimsel adını Suruç ilçemizden almaktadır.
Durumu: Endemik
Şanlıurfa Doğa Turizmi hakkında elimizden geldiğince geniş bir araştırma yaparak urfahaberleri.com müdavimlerine sunduk ,Şanlıurfa kültür ve turizm bakanlığının kaynaklarından değerlendirilmiştir.
Editör: Ramazan CENGİZ